Açık cerrahi (üretroplasti) için hangi teknikleri uyguluyorsunuz?
Endoskopik tedaviler için uygun olmayan, ya da iki kez endoskopik tedavi yapılmasına rağmen darlığı nüks eden hastalarda açık üretroplasti yapılması uygundur. Üretroplasti için temel olarak 3 teknik uygulanabilir;
Eksizyon ve primer anastomoz – EPA ya da anastomotik üretroplasti (Dar olan yerin kesip çıkarılarak, sağlıklı dokuların uç-uca dikilmesi)
Augmentasyon üretroplasti (Darlık olan bölgenin çıkarılmadan, boylu boyunca çizilerek, komşu deriden ya da vücudun başka bir yerinden alınan dokularla genişletilmesi)
Perineal üretrostomi (Penis ucundaki idrar yolunun iptal edilerek, testislerin alt kısmına alınması ve hastanın bu delikten, oturarak idrar yapması)
İçindekiler
- Açık cerrahi (üretroplasti) için hangi teknikleri uyguluyorsunuz?
- Darlığın üretranın hangi bölgesinde olduğu neden önemli?
- Üretral darlıklar çok uzun olabilir mi? Tedavi için bir sınır var mı?
- Travma (trafik kazası, yüksekten düşme, iş kazası vb) sonrası darlıkların tedavisinde nelere dikkat edilmelidir?
- Travma sonrası üretra yaralanması olan hastalarda ameliyat sonrası ne gibi sorunlar görülebilir? Bu sorunların tedavisi var mıdır?
Darlığın üretranın hangi bölgesinde olduğu neden önemli?
Üretra, anatomik olarak temelde iki bölüme ayrılır. Penis içinde kalan kısma “ön üretra” ya da “penil üretra”, daha geride, prostata yakın olan kısmına da “arka üretra” adı verilir. Penil üretranın arkaya doğru kıvrım yaptığı bölüme ise bulbar üretra adı verilir.
Penil üretradaki darlıklarda, en sık tercih edilen yöntem yanak içinden (bukkal mukoza) alınan doku parçası ile yapılan tek seans ya da iki seanslı üretroplastidir. Başarı oranları %70 - %100 arasında değişmektedir. Bu bölgedeki darlıklarda doku kesip çıkarılarak yapılan anastomotik üretroplasti, yalnızca kısa (<1 cm) darlıklarda tercih edilebilir, daha uzun darlıklarda uygulanırsa peniste eğriliğe neden olabilir.
Bulbar üretra (penisin arka tarafında, vücut içinde kalan kısım) darlıkları, penil üretra darlıklarının çoğunu oluşturmakla birlikte, bu bölgede üretranın doku desteğinin daha iyi olması nedeni ile uzamaya ve esnemeye daha elverişlidir.
Bu nedenle anastomotik teknik için, penil üretradaki 1 cm sınırı, bu bölgede 2.5-3 cm’ye kadar uzatılabilir. Dolayısıyla, 2.5 cm’ye kadar olan darlıklarda, bukkal mukoza greft ile yapılan üretroplasti yanında, darlığın kesilip çıkarıldığı anastomotik teknik de uygulanabilir. Daha uzun darlıklarda ise anastomotik teknik önerilmez. Travmaya bağlı, kısa bulbar darlıklarda ise anastomotik teknik tercih edilir. Travmaya bağlı olmayan darlıklarda, ağız içi doku ile yapılan üretroplastilerde sertleşme sorunu görülme ihtimali daha düşüktür.
Üretral darlıklar çok uzun olabilir mi? Tedavi için bir sınır var mı?
Üretra darlıkları çok kısa olabileceği gibi penis ucundan başlayarak tüm üretra boyunca da darlık olabilir. Üretrada 8 ila 10 cm’den daha uzun darlıklar özel bir grup oluşturmaktadır ve bu darlıklara “panüretral darlık” adı verilir.
Bu darlıklarda en sık kullanılan teknik yanak içi doku (bukkal mukoza) üretroplastidir. Ciddi tecrübe gerektiren bu ameliyatların, ileri ve bu konuda deneyimli merkezlerde yapılması önemlidir. Başarı oranı %70-%90 arasında değişmektedir. Bu ameliyatın yapılamadığı ya da başarısız olduğu durumlarda, perineal üretrostomi (hastanın idrar yolunun testislerin alt kısmına alınması ve hastanın oturarak idrar yapması) tercih edilebilir.
Travma (trafik kazası, yüksekten düşme, iş kazası vb) sonrası darlıkların tedavisinde nelere dikkat edilmelidir?
Posterior (arka) üretra darlıklarını, travmaya bağlı olan ve olmayan darlıklar olarak iki bölümde incelemek mümkündür. Travma (kaza, yüksekten düşme, vb) sonrası oluşan darlıklarda, eğer üretrada bir açıklık varsa, yani tam kapalı değilse endoskopik tedaviler denenebilir. Tam kapalı üretrada endoskopik tedaviler risklidir ve yanlışlıkla üretra dışında farklı yerlere girilmesi ile sonuçlanabilir. Endoskopik tedavi ile başarılı olunamayan ya da üretranın tam kapalı olduğu hastalarda açık üretroplasti yapılır.
Travmaya bağlı darlıklarda en sık kullanılan teknik, darlık dokusunun kesilerek, üretranın sağlıklı kısımlarının birleştirildiği, “anastomotik üretroplasti” tekniğidir. Bu teknikte, sağlıklı dokuların, yeterince serbestlenmesi, var olan yara (skar) dokularının tamamen temizlenmesi ve dikiş yerlerinde gerilme olmaması son derece önemlidir.
Ameliyat sırasında, bu amaçla pubis (leğen kemiğimin ön kısmı) kemiğinin alt kısmının çıkarılması da dahil olmak üzere, basamaklı olarak bazı manevraların yapılması gerekli olabilir.
Tecrübeli merkezlerde bu tekniğin başarı oranı %85-90’dır. Burada unutulmaması gereken, en başarılı ameliyatın ilk ameliyat olmasıdır. Tekrarlayan ameliyatlarda başarı, tecrübeli ellerde yapılsa dahi azalmaktadır.
Travma sonrası üretra yaralanması olan hastalarda ameliyat sonrası ne gibi sorunlar görülebilir? Bu sorunların tedavisi var mıdır?
Bu ameliyatlardan sonra hastalarda sertleşme sorunu, idrar kaçırma ve üreme fonksiyonlarında kayıp gibi endişeler yaşanabilir ancak, uygun yapılan açık üretroplasti, hastayı bu konularda olumsuz etkilemez. Geçirilen travmaya bağlı olarak mesane boynunda bir hasar oluşmadıysa, hastalarda genellikle idrar kaçırma beklenmez. Benzer şekilde, damar ya da sinir hasarı yoksa, ereksiyon ve ejekülasyon (boşalma) sorunu da yaşanmaz. Bu tür sorunlar yaşanırsa, radikal bir tedavi (örn. penil protez) uygulamadan önce en az 2 yıl beklenmesi tavsiye edilir çünkü bu sürede hastalarda belirgin iyileşme görülebilmektedir.